Switch’ler yani anahtarlar ortamı collission yani çakışma domainlerine ayıran ve ikinci katmanda iş yapan cihazlardır. Üzerlerinde yer alan MAC Adresi Table’ları (CAM Table) aracılığı ile ağ içerisinde cihazlar arasında iletişim sağlarlar. Switch’leri yeni bir ağda kullanmak istediğinizde üzerlerinde yer alan yapılandırma bilgisinin silinmesi gerekir. Eğer switch daha önce herhangi bir ağda kullanılmadıysa üzerinde herhangi bir konfigürasyon bilgisi de yer almayacaktır.
Switchlerde açma ve kapama düğmeleri yoktur. Güç kablosu takıldığı anda switch açılır. Switch üzerindeki ilk konfigürasyonu yapmak için konsol kablosu ile switch’e henüz uzaktan COM portundan bağlanmak gerekir. Bunun gerçekleştirilmesinin sebebi, switch’in henüz uzaktan bağlanabileceğiniz bir IP adresinin olmamasıdır.
Switch’ler ve router’lar boot işlemleri sırasında üzerlerinde bulunan ışıklar aracılığıyla boot işlemlerin hakkında bilgi sağlarlar. Bu ışıklara LED denir. Cisco switch’ler üzerinde system (SYST) ve redundant power suply (RPS) denilen iki adet sistem ile ilgili LED bulunur. Bunların dışında, switch model’larını belirlemek için bir mode butonu ve bu butonun etki ettiği LED’ler yer alır.
Cisco Switch & Router Çözümleri için : https://ikincielaliyoruz.com/ikinci-el-cisco/
Switch Nasıl Çalışır?
Switch’in görevleri arasında MAC adreslerini öğrenmek ve onları CAM table içerisinde tutmak gerekiyor. Cihaz 5 dakika gibi bir süre ile öğrendiği MAC adreslerini tutar. Bu bilgi ile portlarını yöneterek cihazlar arasında trafiği iletme görevini yerine getirir.
Switch ilk yüklenmesini gerçekleştirdiğinde hafızası CAM tablosu boştur. Bir portun ucuna bağlanmış bilgisayar bir frame yollar. Bu frame hedef ve kaynak MAC adreslerini içerir. Cihaz henüz hedef MAC adresinin hangi portunda olduğunu bilmeden paketin iletildiği portu işaretler.
Switch bir frame’in ileteceği portu bilmiyorsa, geldiği port dışında tüm diğer portlardan yollar. Eğer cihaz hareket vermezse 5 dakika sonunda MAC adresi tablodan silinir.
Bir switch’e her bir cihazdan gelen binlerce frame’i, ki bunların hesaplamalarını düşündüğümüzde bu işlem yoğun bir faaliyet gerektiriyor. ASIC (Application Integrated Circuitry) burada devreye giriyor. Özel olarak hazırlanmış hardware chip’ler, bu fonksiyonları hardware seviyesinde gerçekleştirmeye imkân sağlar.
Switch üzerindeki LED’ler her şey yolunda olduğunda yeşil yanar. Problem olduğu takdirde turuncu ışık yanar. Veri aktarımında ise yeşil ışık yanıp söner. Switch’ler boot işlemleri sırasında işletim sistemi dosyasını flash’tan RAM dosyasına yükler.
Initial Configuration Mode
Switch’ler ilk başlatıldığında karşımıza çıkan text tabanlı bir wizard’dır. Genelde kullanılmaz. Kullanıldığında ise üç seçenek karşımıza çıkar.
- Kaydetmeden IOS command promt’a geç
- Kaydetmeden initial configuration mode’un başına dön
- Bu konfigürasyonu NVRAM üzerine ekle
Initial configuration mode’u kullanmadan geçtiğimiz takdirde karşımıza user exec mode gelir.
User Exec Mode
Bu mode’da cihazın çalışması ile alakalı bilgilere ulaşabiliriz. Ancak cihaz üzerinde çalışan konfigürasyona bakamayız. Cihaz üzerinde çalışan routing protokollerini inceleyebiliriz. User exec mode’da iken “enable” komutunu çalıştırdığımızda “privileged exec mode’a giriş yapılabilir. Privileged Exec Mode
Saat ve tarih gibi değişikliklerin yapıldığı ancak konfigürasyonun gerçekleştirilmediği mode’dır. Bu mode’da yapılan değişiklikler konfigürasyon dosyalarına yazılmayacaktır. Cihaz üzerinde bulunan tüm yapılandırmayı bu mode’da inceleyebiliriz. Bu mode’a giren kişi cihaz üzerinde yetki sahibidir.
Specific Configuration Mode
Burada yapılan değişiklikler sadece bu bölümü ilgilendiren değişikliklerdir. Yapılan tüm konfigürasyon RAM üzerinde yer alan “Running Config” üzerinde tutulur. Bu konfigürasyonda bilginin kalıcı olarak yer almasını istiyorsak NVRAM üzerinde yer alan “Startup Config” dosyasına kaydetmek gerekir.